Egeli bilim insanı Prof. Dr. Gökengin’in makalesi The Lancet Regional Health –
Europe dergisinde yayımlandı
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunma ve önleme
stratejileri yeniden belirlendi
Ege Üniversitesi HIV / AIDS Uygulama ve
Araştırma Merkezi Müdürü ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin, “Avrupa’da
cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) tüm zamanların en yüksek seviyesine
ulaşmıştır ve bu konuda hemen eyleme geçilmesi ve iş birliği yapılması
gerekmektedir” diye konuştu.
Avrupa’da cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) tüm zamanların en
yüksek seviyesine ulaştığı bilgisinin hem Dünya Sağlık Örgütü hem de Avrupa
ülkelerinin sağlık kurumlarının verilerine ve raporlarına yansıdığı görülüyor.
Son on yıl içinde Avrupa’da CYBE’nin yeniden ortaya çıkması, ciddi bir halk
sağlığı sorununa işaret ediyor.
Ege Üniversitesi HIV / AIDS Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin’in de aralarında yer aldığı bilim insanları
tarafından hazırlanan dört makaleden oluşan seri dünyaca ünlü The Lancet
Regional Health – Europe tarafından yayımlandı. Bilim insanları yürüttükleri
araştırmada CYBE’yi ve bu enfeksiyonlara yaklaşımı analiz ederek, korunma
ve önleme stratejilerini yeniden ortaya koyuyor.
“Vakalarda yüzde 49 artış”
Tanı ve tedavideki ilerlemelere rağmen CYBE’nin ciddi bir halk sağlığı
sorunu haline geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin, “Dünya
Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan Avrupa Bölgesinde, 2019 yılında 17
milyon yeni olgu bildirilmiş, 2010 ile 2019 yılları arasında yeni olgu sayısında
yüzde 49 artış olmuş ve toplam olgu sayısı 1,5 milyona ulaşmıştır. Ne yazık ki,
bölgede yakın zamanda gelişen COVID-19 pandemisi ve Ukrayna’daki savaş
gibi olaylar, 2030 ajandasındaki, HIV, viral hepatit ve CYBE salgınlarının
ortadan kaldırılması hedeflerine doğru atılan adımları tehlikeye atmıştır” dedi.
Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin, “Avrupa’da CYBE’nin etkin bir biçimde
kontrol altına alınması, bölgedeki zorlukların ve mevcut yaklaşımları sınırlayan
unsurların belirlenmesi ile mümkündür. Bu nedenle, The Lancet Regional
Health – Europe kıtada yeni ve yeniden ortaya çıkan CYBE’leri gözden geçiren
ve genel ve özel zorlukları tanımlayan bir derleme hazırlamak üzere
uzmanlardan oluşan bir gruba davet göndermiştir. Bu makaleler serisi, konuyu
belli başlı dört ayrı yönüyle incelemektedir. Bunlar; Avrupa’daki epideminin
hâlihazırdaki durumu, kullanılmakta olan ve geliştirilen korunma stratejileri,
asemptomatik enfeksiyonların yönetiminde yaklaşımlar ve güncel tedaviler.
Uzmanlardan oluşan yazarlar grubu, Avrupa’da CYBE’lerin durumunu
belirlemenin yanı sıra, hastalıkların etkin bir biçimde kontrol altına alınabilmesi
için özel öneriler de yapmışlardır. Bu çalışma, bu ciddi halk sağlığı sorununu
etkin bir biçimde ele alacak yol haritasını belirlemek açısından kritik öneme
sahiptir” diye konuştu.
“Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerinde vaka oranı daha yüksek”
Yürütülen çalışma ile ulaşılan bulgular hakkında bilgi veren Prof. Dr.
Ayşe Deniz Gökengin, “Bölgedeki 53 ülkenin 49’undan toplanan
epidemiyolojik veriler, bakteriyel CYBE’lerin bildirimi açısından ülkeler
arasında anlamlı farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur. Kuzey ve Batı Avrupa
ülkelerinde toplumdaki her 100 kişi başına düşen CYBE sayıları diğer
bölgelere göre çok daha yüksektir; bunun başlıca nedeninin, sürveyansın ve
bildirimlerin daha büyük titizlikle ve daha güvenilir yöntemlerle yapılıyor
olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Makaleler serisinde, sosyopolitik
alandaki değişikliklere bağlı olarak yeni tanımlanmış olan kilit toplumlar,
örneğin göçmenler, sığınmacılar, seks işçileri ve erkeklerle seks yapan erkekler
vurgulanmaktadır; bu topluluklar, sağlık hizmetlerine erişimlerinin sınırlı olması
nedeniyle kontrol politikalarının geliştirilme sürecinde öncelikli topluluklar
olarak kabul edilmektedir” dedi.
“HIV’ın kontrol altına alınmasına dair umut veren çalışmalar
mevcut”
Prof. Dr. Ayşe Deniz Gökengin, “Bazı ülkelerde sağlık hizmetlerinin
sunumu ve kaynak yetersizlikleri açısından gözlenen farklılıklar, Avrupa’da
önleme ve kontrol stratejilerinin önündeki engeller olarak tanımlanmaktadır.
Sağlık konusundaki eğitimlerin ve kondom tanıtımının, diğer biyomedikal
girişimlerle birlikte sürdürülmesinin önemi vurgulanmaktadır. HIV için temas
öncesi profilaksi, 53 ülkenin 38’inde kullanıma sunulmuş olmakla birlikte,
özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde halen yeterince kullanılmamaktadır;
bu bağlamda, temas öncesi profilaksiye erişim konusunda eşitliğin sağlanması
kritik öneme sahiptir. İlk uzun etkili antiretroviral olan kabotegravir, günlük hap
yerine iki ayda bir enjeksiyon şeklinde uygulanmasıyla HIV için temas öncesi
profilakside devrim yaratma potansiyeline sahiptir. Hepatit A ve B ile HPV’nin
kontrol altına alınmasında aşılar ile önemli kazanımlar elde edilmiştir.
Gelecekte, menengokok B aşısı ile çapraz bağışıklık yoluyla gonorenin ve
mRNA temelli aşılarla HIV enfeksiyonunun kontrol altına alınması açısından
umut vaat eden çalışmalar bulunmaktadır. Bu dört makalenin bulguları, halk
sağlığı hizmetlerinin güçlendirilmesi, sürveyans ve bildirim sistemlerinin
birbiriyle uyumlu hale getirilmesi, korunma ve tedavi stratejilerine bedelsiz
erişimin sağlanması ve sağlık hizmetine herkesin erişimi ve CYBE ile ilintili
damgalamanın ortadan kaldırılması gibi yapısal unsurların ele alınması
bileşenlerini içeren bir yaklaşıma gereksinim olduğunun altını çizmektedir. HIV
ve CYBE için 2030 ajandasında yer alan hedeflere ulaşabilmek için bu
önerilerin uygulanmaya başlanması kritik öneme sahiptir” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın